Pazar, Eylül 15, 2013

Şu azuth denen embesili kim bu kadar poh pohladı lan?

Yukardaki hakkımda söylenen bir tweetten. Hakket beni kim pohpohladı ki bu kadar, hoşuma gitmeyen her şeyi söyleyebiliyorum? Yani tamam iktidarı eleştirebilirim, iktidarı winnie the pooh'daki igor'un götüne bile sokabilirim, lakin direnişi eleştirmek, hele ki direnişte bulunan sosyalist örgütleri eleştirmek de neyime? Ben nasıl bir embesilim ki iktidarın pasifizm ile yenileceğini düşünüyorum? Ben nasıl dandik bir adamım ki flamalarla, taşlar ve molotoflarla meydanları geri almaya çalışanlarin, onlar olmasa 5 dakika bile direnilemeyeceklerin yaptıklarını koca harflerle "DANDIKLIK" diye eleştiriyorum..




hakket şu azuth denen embesili kim bu kadar pohpohladı?



Elamdurillah 18 yaşından beri anarşistim. Öyle lidere, örgüte, topluluğa gelemiyorum.. İnsanları kontrol etmeyi ve kontrol edilmeyi sevmeyen bir tek çocuğum ben. Bir şekilde bana "kendini fenomen mi saniyorsun","kanaat önderi misin sen dingil" falan diyorlar ya, hayir sanmiyorum, ve hayir kanaat önderi değilim.. (dingil konusunda tartışırız) Olamam da zaten. Benim olabileceğim tek şey var, o da muhaliflik. Sevmediğim şeylere sesimi çıkartmazsam, ben ben olmamam ki.. 

Ve direnişin içinde de sevmediğim tonlarca şey var. Başta bu direnişteki insanlar koca bir yaz boyunca karşı taraftan hiç kimseyi anlamaya, hiç kimseyi kendi yanlarına çekmeye çalışmadılar. İktidari devamli olarak "neden direndiğimizi anlayamadınız mı?" diye eleştirirken, yanımızdakilerin iktidar taraftarlarına "makarnaci","kömür yiyici" demesine mani olamadık ne yazık ki. Bizimkiler anlamadılar iktidarın neden iktidarda olduğunu ve insanların neden onları sevdiğini. 

Öyle veya böyle biz bu oyunda şu anda yeniğiz. Onlar iktidar ve biz değiliz. Bu yüzden yapmayı sevmediğimiz , yüreğimizin elvermediği tonlarca şey yapmamiz gerek. Mesela onlar bizi zekayla yenemeyeceklerini anlayıp, bizi sinirlendirip, bildikleri yere, baş edebilecekleri yere, yani şiddete çekmeye çalışırken sağolsun senelerdir kendilerine sol diyen, senelerdir sokaklarda direndiklerini söyleyip kimseyi etkileyememiş, kendilerinden başkalarının akıllarina girememiş insanlar buna uyup taşlara, sopalara, vandalizme sığındılar. Ama anlamadılar ki biz şiddeti bilmezken, karşı taraf bunun için eğitiliyor. İktidarın polisleri tüm hayatlarini yaralamak, incitmek üzmek üzerine inşaa etmişken, biz onların sahasına girip, onlar gibi oynamaya çalışınca, sadece gönülleri kaybetmekle kalmıyoruz, onlarin deneyimli olduğu alanda yeniliyoruz. (Bunu diyince de bizim kip kizil dostlarımız, "pasifistliğine sıçayim" diyorlar)

Bizim bir olmamız lazımken, kendimizden olmayani bile kucaklamamız lazımken, üzerinde Arial Bold karakterleriyle isimlerinin yazıldığı flamalarla çıkıyorlar sahaya ve kendilerinden olmayanı hor görüyorlar. Sosyalizmi adı altında tüm bi halkı kucaklamalari gerekirken kendilerinden olmayan fraksiyonlara bile "hoşt" demekten, onları ciddiye almayip , saygi göstermemekten geri durmuyorlar.. Sosyalizm adi altinda inanilmaz bir nefret biriktiren bu kitle beni açıkcası korkutuyor. Hapsel kader iktidara gelseler, zulumun adi değişecek çünkü. Zulm zinhar ortadan kolmayacak. Oysaki benim derdim zulumle. zulmu kimin yaptığı ile değil. 



Bizim sempatik olmamiz gerek oysaki kazanmak için. "Adamlar muhalif ama komik piçler" demeleri gerek. Duvarlara derdimizi gülümseterek anlatmamiz gerek.. Bizim korkusuz olmamiz gerek. Çatışmalara girmediğim için bana korkak diyorlar, varsinlar desinler. Ben polisle çatışacak değilim. Öleceksem bir gün, zulum altında, işkence altında öleceğim. Polise molotof  atarken yanarak değil. Ve o çatışanlar göz altına alındıklarında, "götünü yiyim polis abi" derlerken bir saniye kırpmam gözümü eğer insanlar zulmu görecek anlayacaksa. Eğer ki ölümüm, eğer ki başıma gelenler fikrimin yayılmasını sağlayacaksa bir saniye durmam ölmek için.

Ama işte onlar anlamıyorlar bunu. Ama işte onlar zulmedenlere hesap sormak, intikam almak istiyorlar. Ölenlere yoldaş diyorlar "bizim" diyorlar, halktan kopartip kendilerinin kılıyorlar. Onlar ölenlere ölümsüzdür diyip öldürmeyi hedefliyorlar, öleceklerin başkaları için ölümsüz olabileceğini düşünmeden. 

Velhasil kaybediyoruz içimizde bu öfkeyi biriktirip, intikam ile yanıp tutuşurken. Yaptığımız bir yanlış onlarca doğrumuzu götürüyor. Duvarlara tonlarca güzel şey yazarken, birileri tarihi eserin üzerinde tayyip erdoğana küfür edince yitip gidiyor onlarca yazı.. Kimseyi kucaklamayoruz, kimseyi anlamıyoruz. Gezi direnişinden kazandığımız tek bir şey var, o da halkin sokaklara çıkmaktan korkmaması. O da bu vandallarla, bu saat 2400den sonra eylem yapmaya çalışan şapşallarla yok olup gidiyor. 

Hem şu azuthdenen embesili kim poh pohladi lan da böyle çözümlemeler yapabiliyor ki?