Perşembe, Temmuz 18, 2013

Her Şey İnanılmaz




agustin amca çocuk felci geçirmiş zamanında.. adı üstünde çocuk felci..bununla yaşlanmış.. ama 1958 yılından beri hayalinden vazgeçmemiş "bir helikopter yapip onu uçurmak" felçi olduğu için pilot olmasına izin vermeyenlere "kendi helikopterimi uçuruyorum işte" demek.. bir yerlerde şey diyor "insanlar bunun imkansız olduğunu düşündükleri için bana deli diyorlar..."

akrabalar ise ise dertli "insanlar paraları olduğunda bunu sağlıklarına harcarlar.. bu helikopterine harcıyor"

agustin amca "gençken bunu 3 ayda tamamlarim diye düşündüm.. ama 54 senedir buradayim.. na şuradan şurasini tamamlamak 20 senemi aldi.. sadece şu kısmını hirdavatcidan aldim, geri kalanlarin hepsi tarafimdan çerçöplerin yeniden kullanılmasiyla yapildi" diye ekliyor..

"aslında her şeyi normal.. tüm arzuları tüm istekleri normal bir delikanli gibi.. sadece işte çocuk felci vurmuş".. diye konuşuyor bi akraba.. dedesinin agustini çok sevdiğini belirtirken agustinin amcanın suratinda muhteşem bi gülümseme varken..

"agustin amca daha saglikliyken bana bi ayakkabi yapti.. işe bisikletiyle gidebiliyordu.. ve ayakkabi yapip satardi.. ve ayaklarim ciplak diye bana ayakkabi yapti" diyor köyün genci..

abisi sarhosluktan ölmüş.. yaşarken "ben deli olan değilim, deli olan bu.. ben sarhoş olanim.. bu herif helikopter yapmaya ve onu ucurmaya calisiyor.. benim kardesim bi aptal.. taniyorum onu bi aptal" diye bağırırmış..

eski bi tekerlekli sandalyesi var agustin amcanin.. bi keresine amerikadan yeni bi tekerlekli sandalye gondermisler.. parcalarini söküp helikopterine katmış..

köyün cocuklari hayran agustin amcaya.. "o sabir o irade.. inanilmaz" diyorlar.. "deli değil.. asla değil.. sadece fikrisabit.."

"öldüğünde onu kilisenin mezarligina gomecegiz" diyor koyun rahibi.. "ama mezarlikta bi helikopter istemiyorum" diye de ekliyor..

helikopterinden bahsederken gözleri parliyor "belki helikopter karitaturune benziyor şimdi ama, sokaga ciktiginda ucabilecegini goreceksiniz.. gercek bi helikopter gibi havalanacak" diyor.. o kısık sesiyle.. ve her şey inanilmaz geliyor bize.. ve inanamadigimiz için insanlara deli diyoruz..

Çarşamba, Temmuz 10, 2013

Direnişin 40. Gününde, Biz Ne İstiyoruz

Gezi direnişinin başladığı günün ertesinde, kim olduğumuzu, neden direndiğimizi ve ne istediğimizi şu şekilde yazmıştım.. 40 gün sonrasinda, yapılan forumlardan sonra, internetten okuduklarımdan sonra sanırım ne istediğimizi aşağı yukarı biliyoruz.. aşağıda tam bir liste var. Sakın "yetmez ama evet" demeyin, ya buradan yada twitter.com/azuth adresine mention yaparak söyleyin. listeyi güncelleyelim. birisi bize "ne istiyorsunuz" dediğinde çat diye gösterelim..

-%10 seçim barajı kaldırılsın. Hesaplamalarımıza göre Türkiye için 6.4 barajı idealdir.
-Demokrasiye, insan haklarına, seçimde hükümeti seçmemiş insanlara saygı gösterilsin
-Milletvekillerini parti başkanları değil, millet seçsin. Milletvekilleri başkanlarının değil, halkın kulu kölesi olsun
-Nefret suçları açık bir şekilde belirlensin ve cezalandırılsın. Düşünce ve İfade özgürlüğü nefret suçları haricinde güvence altına alınsın
-Toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü geliştirilsin
-Din ve vicdan özgürlüğü korunsun.
-Diyanet işleri sadece kendisi tarafından tanımlanmış müslümanlara değil, tüm halka, hatta ateistlere bile hizmet etsin. Cem evleri ibadethane sayılsın.
-Basın özgürlüğü sağlansın. Medya patronları vergilerle korkutulmasın veya ödüllendirilmesin.
-Tutuklu öğrencilerin bir ayıp olduğu kabul edilsin
-Özel yetkili mahkemeler kaldırılsın
-Yeniden yargılanma yolu açılsın
-Halk tarafından seçilen vekiller serbest bırakılsın
-Kursu haricinde milletvekili dokunulmazlığı kalksın
-Gizli tanık hukukuna ve yasadışı dinlemelere son verilsin
-Faili Meçhul cinayetler çözülsün. Abdullah Cömert'in, Ali İsmail Korkmaz'ın, Mehmet Ayvalıtaş'ın katilleri bulunsun.
-Nevruz, resmi bayram olsun
-Uludere'nin, Reyhanlı'nın hesabı sorulsun
-Mayınlı araziler temizlensin, köylülere verilsin
-Mecliste muhalefet ezilmesin. Ne dediklerine bakılmadan otomatik olarak reddedilmesin.
-Gay evliliklere izin verilsin.
-OHAL uygulamaları tüm çıplaklığı ile halka anlatılsın, insanların neden dağa çıktığı gösterilsin.
-TMMOB gibi sivil örgütlere yetki verilsin ve iptal kararı için başvurmaları sağlansın.
-Belediyeler şeffaf olsun, tüm gelir ve giderlerini internetten izleyebilelim
-Polis'in hakları iyileştirilsin. Mevzuatla iktidarın polisi olmalarının önüne geçilsin
-Anadilde savunma ve eğitim hakkı verilsin.
-Okullarda andımız, lig maçlarından evvel İstiklal Marşı kaldırılıp Türk şovenizminin önüne geçilsin.
-Milli bayramlarımızı gönlümüzce kutlayıp, Ata'mıza saygımızı ve minnetarlığımızı sunmamızın önüne geçilmesin. Anıtkabire milli bayramlarda, sadece halk olarak girilebilsin. Resmi törenlerle halk uzaklaştırılmasın
-Hayvanlara ve Ağaçlara yapılan eziyet ve taarruz, kabahatler kanunundan çıkartılıp suç sayılsın
-Askerlik zorunlu olmaktan çıkartılıp ordu profesyonelleşsin. Vatan hizmeti sadece erkeklere değil, kadınlara da konarak, sosyal sorumluluk projelerinde çalıştırılsın.
-Bankacılık ve inşaat sektörünün vahşi hırsı törpülensin.
-Artık AVM yapılmasın.. Yeter.
-Nufus cüzdanlarında din ibaresi kaldırılsın.
-Bilimin tek bir anlayışa göre yapılması ve o anlayışa göre teşviği durdurulsun. Devlet yaratılış ve evrim kuramlarina eşit mesafede olsun.
-Halkın üzerindeki vergiler hafifletilsin. Hafiflemesi için Istanbul'a kanal açmak gibi çılgın ve aşırı maliyetli projelerden vazgeçilsin.
-Toplumu ilgilendiren bir karar alındığında, tatlı dil kullanılsın, önce halk ikna edilsin, halka karşı bir şey yapılmasın.
-Kamu çalışanlarına sendikalı olma zorunluluğu getirilsin
-Bütçeden STKlara para ayrılsın. Bu para üye sayısına göre dağıtılsın.
-Kadına şiddetin önüne geçilsin. Kadın öldürmek, canavarca hissiyatla insan öldürmek sayılsın.
-Eğitim kurumlarında ve diğer kamu kurumlarında baş örtüsü serbest olsun.

Ben kimim ki

yukarda twitter profilim var.. kendimi tanıttığım noktada Türkiye'deki tüm ötekilerden bahsettim. Tüm ezilmiş, hor görülen, hakları önemsenmeyip, onlar adına bir şeyler yapılmayanlardan..

ben, beyaz türkün hasıyım aslında.. izmirliyim. ailem de izmirli.. gayet iyi bir egitimim iyi bir işim var.. yakisikli bile sayilabilirim hatta.. yaşamaksa en rahatini yaşayabilirim kimseye dokunmadan etmeden.. hele bir de arkami akpye dayarsam ki babam bir yandan da cami yönetimindedir sever din işlerini.. ama işte beni böyle yetiştirmemişler.

 belki de küçükken hastanelerde yatmamın etkisi olmuştur bunda.. belli bir yaşa kadar yılın yarısını evde yarısını hastanede geçiren bir çocuktum. Ve orada gördüm çok dandik insanlarin hemşire olup da haketmeyen insanlara nasil zulumler yapabildigini.. sonra düşündüm ki bu zulmedenler her zaman aslinda bir şey olamamis, (doktor mesela) onun ezikligiyle yasayan insanlar..

bu sadece maddi anlamda değil, manevi anlamda da bir yere gelme durumu.. hiç bir yasak, hiç bir zulum empatiyle yapılmaz çünkü. eğer birisinin yerine kendinizi koyarsanız, asla yasaklayamazsiniz, asla zulmedemezsiniz benim fikrimce.. ve ben sonra düşündüm ki kimsenin, bunlara bu zulumu yapmasina izin vermemeliyim.. ne olursa olsun..

 ve sonunda kendimi: çok afedersiniz ermeni,(bu ülkede ermeni demenin hala küfür sayıldığını biliyor musunuz?) ayrıca, alevi, kürt, ateist, başörtülü, gay, ankaragüçlü ve dersimli, görme engelli bir kadın olarak buldum.. bu ülkede herkes benim kadar rahat yaşama, mutluluğu arama hakkına sahip olması için..

 ben bugün direniyorsam, direnişe tüm varlığımla destek veriyorsam, memleketimde kendinden olmayanlara söz hakkı, mutluluğu kovalama hakkı tanınmadığı içindir.. başkası mutsuzken, gelebilecek mutluluğu kabül edemeyeceğim içindir! belki de şair ceketli çocuk gibiyim biraz; tamam bu uğurda yıkıcıyım kabul ediyorum ama, kendimi bilmez hiç değilim.. yaşamak istiyorum sadece, kendi savaşlarım uğruna..

bir de künefeyi çok severim.

Pazar, Temmuz 07, 2013

gargamelin şirinlere yenilmesi rezaleti


gezi direnişinin tüm sevimliliğine ve bunlara mudahale eden kolluk kuvvetlerinin tüm sevimsizliğine bizim gibi 80 çocukları direkt "şirinlerde" örnekleyebilir..



lakin bizim aksimize, bu sirinlerin cümlesinin işleri gücleri degersizdir.. tamamen bir "zeroes" durumu.. "merakli","tembel","süslü".. pasif direnişin kralını yapıyor adamlar orada.. tamam gezi parkı olsaydı bu çok haklıydı.. kaslı, sakarla çok sevimli bir gezi direnişi yaparsin da , senin gargamel'e karşı haklı mucadelende şirinlige ihtiyacin yok ki arkadas! senin "keskin nişanci şirin"'e ne bileyim efendim "mayın döşeyici şirin","bubi tuzagi sirin" e falan ihtiyacin var.. o gargamel denilen, doyumsuz ibine (ki kendisi istese bin tane, milyon tane daha şirin yapabilir) eni konu "gözlüklü şirin" in içlerinde bulundugu, tamamen bi boka yaramayan yeteneklere sahip 100 bilemedin 200 tane "şirin" e yeniliyor..

yapmayin allaskina! buna benim diyen insan güler..



Pazartesi, Temmuz 01, 2013

Artık devir değişti, e tabi Explorer da değişti!

Değişim hayatın her alanında kaçınılmaz bir şekilde yaşanıyor. Konu teknoloji olunca değişimin hızına ayak uydurmak daha zorlaşıyor. Bir zamanların efsane tarayıcısı olan Internet Explorer da, çağa ayak uyduramadığı gerekçesiyle kullanıcılar tarafından bırakılmıştı. Ancak son zamanlarda Internet Explorer çıkardığı yepyeni versiyonuyla tamamen değiştiğini söylüyor.

''www.explorerdegisinceben.com'' adında bir blog açan Internet Explorer, geçmişte eleştiri yağmuruna tutulduğu eski versiyonlarıyla bizzat kendisi dalga geçiyor. Yeni IE10’un eskisiyle alakası olmadığının altını çiziyor.

Bu değişim, blog’da pek çok görsel ve video ile anlatılıyor. Özellikle, 90’ların ünlü yıldızları ile Vine’ı buluşturan videolar bir başka dikkat çekiyor. Bu videolarda yıldızlar eski şarkılarından birer bölüm söylüyor, ardından da ‘’#explorerdegisincebenben’’ hashtag’ini gösteriyorlar. Videoları izlerken insanlar, özellikle 90’larda çocuk olanlar zamanın çok hızlı geçtiğini anlıyor. İzleyenler, kendi değişimlerini #explorerdegisincebenben etiketiyle Twitter’da paylaşmaya başlamışlar bile.

www.explorerdegisinceben.com



Bir bumads advertorial içeriğidir.