Perşembe, Haziran 10, 2010

Canım Kardeşim

insan niye dram filmleri izler bilmiyorum. tüm bu evren hakkındaki bilinmeyen soruları bir kenara bırakıp önce bunu irdelemesi gerekiyor bence bilim adamlarının. yani tamam bilmem kaç bin ışık yılı uzaktaki yıldızın yörüngesel hareketleri de illa ki önemlidir de, ulen niye dram filmi izleyip, durduk yerde kendi canımızı sıkıyoruz sorusu bence daha vahim..

dram filmleri diyince anadili türkçe olan bir hergele olduğumdan benim aklımda direkt, ertem eğilmez'in "canım kardeşim" filmi geliyor. bir insana duygusal işkence çektirmek, bildiği her tür kötülüğü unutturmak için, bir intihar bombacısının içini bile insan sevgisiyle doldurabilecek bir film "canım kardeşim".

http://m.friendfeed-media.com/95c9fb649489d75f3b098a893b70301bb0c5f8d1



tarik akan'ın playboy olmadigi tek erken dönem filmi demis imdb de bir kisi bu film icin.. evet yerden göğe kadar haklı ki bence türk sinema tarihinin en iyi dram filmlerinden biri.. küçük yıldız kahraman'ın "ağbi" demesi,halit akçatepe'nin tüm komikliğini bir kenara bırakıp dublajlı sesine rağmen bakışlarıyla çaresizliği iletebilmesi. benim diyen batı filminde göremediğimiz sinema büyüsünü sunar bize.. dostluk hadisesini bize ozetlerler..

tüm o "lösemi, yani kan kanseri" duruşunun ardındadır küçük kahramanın kalp atışları.. şimdi ertem eğilmez'in "filim bir adam" adındaki biografisini okurken karşılaştım da, buraya da yazayım dedim atilla dorsay'ın, tüm hayatını film eleştirerek kazanmış bir adamın dandikliğini:

"yılın en önemli süprizlerinden biri ise ertem eğilmez'in canım kardeşim oldu. yıllardır başarılı iş filmlerine (ve özellikle melodramlara) imzasını atmış olan eğilmez, halktan kişilerin öyküsünü anlattığı bu sıcacık komedide, türk sinemasında eşine rastlanmamış akıcı bir kurgu ve özenli bir fotograf calismasi araciligiyla son derece canlı, insancıl, duygulu bir film ortaya koymuştu. bu filmi seyrederken, de sica- zavattini ikilisinin italyan komedilerini, ellilerin ingiliz komedilerini, biraz da amerikan sinemasini ansıdırk. ama bütün bunlar birer çağrışımdı ve eğilmez, bizden tiplerle, bizden bir konuyla, bizden bir çevreyi ortaya koymuştu. istanbul'u kullanışı olağanüstü başarılı, oyunculardan (giderek tarik akan gibi genellikle yeteneksiz bir oyuncudan bile) aldığı sonuç, yüksek bir düzeyde idi." (atilla dorsay, sinemamızın umut yılları 1970-1980 arası türk sinemasına bakışlar, istnbul, inkilap, 1989)


atilla dorsay'ı 89 yılından beri alkışlıyoruz.. komedi filmi demiş adam yahu. bravo. neresine güldüysen sen filmin, kara vicdanlı!