Pazar, Eylül 13, 2009

Haftanın Şarkısı #34

hayatta her şeyin karşıtlarıyla mümkün olduğunu öğrenmem, kabul etmeliyim ki, yemeğe gidilen lokantada ikinci meşrubatı isteyebileceğimi öğrenmemden sonra olmuştur.(ki bu ikinci meşrubatı isteme konusu üzerinde durulması gereken önemli bir mihenk taşıdır) her gecenin sabahı, her yokuşun bi inişi, her yediğim acı biberin bir çıkışı olduğunu öğrenme sürecim gerçekten mutsuzluk verici/harap edici/kahredici olmuştu.

ki yine aynı zamanda tanrının iyi niyetinden şüphe etmeye başladım. ya da bazı şeyleri değerli kılmak, daha güzelleştirmek için çok kötü bir yol çizmişti koca adam. acı yoksa kazanç yoktu, veya kazanırsak illa ki kaybedecektik. hiç bir lale devri, nedim ölmeden geçilmeyecekti. (ve failatu failun)

tüm bunları bilmek beni çok tek düze bir hayata itti. çok mutlu olmadım hiç bir zaman ama mutsuz da olmadım. yani mesela dayak yememek için taksiciyi "ebe neatlarim" apartmanına cagirmadim hiç. öyle bir dayak işlem hacmi yaratmadim.

ama işte olur ya bazen böyle işiniziyaparken/etrafi toparlarken/dersçalışırken/filmizlerken çabucak bitirip başka bir şey yapmak için delirirsiniz, içinizi yer bir his şeytan dürter. hah işte bu da tanrinin genlerimize kaktırdığı bir manyaklik. arada insan stabil durumunu bozuyor bu durumda. gülaydı sanırım o kadını anlıyor "bir gün bir çılgınlık edip seni sevdiğimi söylesem" lafının hakket çılgınca olduğunu düşünüyorsunuz (hele ki bakkala söylenmişse. adnan amcaya seni seviyorum demenin çılgınlıktan öte olduğunu düşünüyorum)

eğer yokuşu inmek/inmemek ama muhakkak ki inmek sizin elinizdeyse bunun zamanı önemli oluyor.. ne zaman üzmeli insan kendisini? kendisi mi inmeli yokuştan yoksa düşmeyi mi beklemeli?

dünyanın sonunun 4 ay sonra gelecegini bilsem, hep intihar edeceğimi düşünürdüm. 4 ay sonrasını beklemeden, ama insan sevince bu manyaklığı yapamıyor (hayır adnan amcayı sevmiyorum, gerçi oya aydoğan gibi seviyormuş yapip çokonat yiyebilirim. hoş o zaman da biri gelip "nereden geldi bu çokonatlar sana verdiğim parayla çokonat alamazdın ne yaptin!" diyip küçükemrah'a bağlayabilirdi)


şarkı green hornes ve holly golightly'den (holly kismini uydurmuş olabilirim) "there is an end" demişler ki ben de bu konseptte yazimi yazdim farkindaysaniz. böyle de bi mini çakalim...bu arada masada boş bardaklar 3.3 hoşunuza gitti mi? nasıl olmuş yeni dizayn?