Pazartesi, Şubat 02, 2009

Benjamin Button


Günlerdir izlediğim filmler hakkında bir şeyler yazmak istiyordum ama gelmiyordu ilham.. "slumdog millionaire" den bahsetmek gerekiyordu sanırım. o muhteşem filmden. ama işte söylenebilecek her şeyin aslında filmde söylendiğini hissettiğinizde susuyorsunuz ister istemez..

bu "curious case of benjamin button" 3 güne yayarak izledim divx'te.. mevzusu biraz garipti zira.. yaşlı olarak doğan bir brad pitt, günler geçtikçe gençleşiyordu.. sevdikleri yaşlanırken o gençleşiyordu.. 3 günde izledim filmi sanırım ben bu filmin bitmemesini istedim... ondan bu kadar sündürdüm.. ben zaten kitaplarin sonunda da acaip mutsuz olurum mesela.. ve hala kitap okuyorsam, ilk okudugum kitabin sonunda acaip mutsuz olmamdir.. "bacaksiz kamyon şöförü".. kitaplarin bitişine tahammul edemeyen bi insanim ben.

ayrıca hafizası kuvvetli bi adam olamadim ben hiç o yüzden de yalan soylemem pek mesela.. unuturum cünkü soylediklerimi..

bu nedenle özlüyorum her şeyi.. ben bitsin istemiyorum hiç bir sevdiğim şey.. çünkü unutacağım biliyorum.. sanırım en büyük korkum unutmak.. unutmak istemiyorum.. kokulari, sesleri, gülüşleri, sicakligi..

benjamin button'da sanırım en çok unutmaktan korktu.. film boyunca.. tüm o mükemmel ambiansin içinde, 1920lerden bu yana, her 10 yilda bir değişen yüzler, sokaklar, arabalar, müzikler, kiyafetler içerisinde benjamin unutmaktan korktu.. yüzü gençleşirken, hatiralarinin eskimesinden..

kalkip 30 lira veresim geldi yönetmen david fincher'a, brad pitt'e, cate blanchett'e, ve tabii ki senarist eric roth'a ve
F. Scott Fitzgerald'a.. toplan ne kadar etti şimdi.. 3 ordan biri ölmüş desek.. 120 kagit.. helal olsun..